Adı her ne kadar Eskişehir de olsa her geçen gün kendini yenileyen bir
şehir burası.
Yıllar önce gitmiştim ve öğrencilik dönemiydi. Bu kez ısrarla davet
eden ve sabırla bekleyen iki tatlı
edebiyat öğrencisine verdiğim sözü tutmak adına gittim bu güzel şehire.
Hatta onlarla ve unuttuğum bir şekilde yolculuk ettim. Otobüs ile. Yol nasıl
geçti anlamadım bile. Sıkılırım veya alışık olmadığımdan tatsız geçer
sanıyordum ancak kitap okumaya bile fırsat bulamadım. Çoğunlukla dışarıyı
izledim, dağları, yeşil tepeleri, kıvrımlı yolları, yorgunluğun verdiği
rehavetle uyukladım, biraz sohbet ve birazda instagram dostlarımla fotoğraflar
paylaştım. Ve akşamın serinliğinde şehir beni yağmurla karşıladı.
Eskişehir benim için öğrenci ve müzeler şehridir. Gittim, gördüm ve bu
düşüncem değişmedi. Öyle bir isim var ki bu şehri yakında “müzeşehir Stockholm”
haline getirirse şaşırmam. YILMAZ BÜYÜKERŞEN. Herkesin hoca dediği muhteşem bir
insan. Tam bir sanat aşığı ve bir insan isterse nasıl güzel bir şehir yapar en
güzel örneği.
Aslında sadece müzeler ve her sokakta görebileceğiniz heykeller değil
güzel olan, ya da porsuk çayını gondollarla küçük ve şirin bir Venedik yapması,
yemyeşil bir Eskişehir oluşturması ya da yapay bir plaj ve yüzme alanı
oluşturması da değil. Bunların ötesinde engelliler için özel yollar ve alanlar
yapmış bu güzel insan ve her evin her apartmanın önüne zimmetli olarak geri dönüşüm kutuları koymuş. İşte bu beni en
çok etkileyen hizmet oldu.
Şimdi MEY’in deneyimiyle “ESKİŞEHİR”
1. günümün sabahı misafir olduğum evde nefis bir anne eli değmiş
kahvaltı ettikten sonra adalara gidiyoruz denildi. Ben ilk duyduğumda bir an
şaka yapılıyor sanmış olsam da gerçekten bu bölgenin adı “adalar”mış. Burası köprübaşında bulunan durağından 10
dakikalık turlar yapabileceğiniz “gondollar’ın bulunduğu nokta. Şehirde toplam 6 gondol var ve her 10 dk
bir tur olmakta. Fiyatı 15 tl. Çizgili
t-shirtleri ve şapkaları ile Venedik gondollarını anımsatan gondolcuların tek
farkı onlar kadar neşeli, sevimli ve enerjik olmayışı. Ve elbette güzel
şarkılar söylemiyorlar. Burada önerim ya işini seven gondolcular alınsın ya da
onlara biraz bu konuda eğitim verilsin.
Bir de 10 dk bence çok kısa bir tur, süresi uzatılmalı.
Gondol turundan sonra etrafı da
biraz yürüyor yeşilin ve adım başı karşıma çıkan heykellerin tadını
çıkarıyorum. Şehir merkezine doğru yürürken
popüler bir caddeden de “doktorlar caddesi” -ki adını üzerinde bulunan
doktor muayenehanelerinden alıyor – geçiyorum.
Sonrası bu şehri de kaplayan
büyük alışveriş merkezleri. İki büyük ve popüler avm var. Biri
“Kanatlı”, diğeri eski bir fabrikadan dönüştürülmüş “Espark”. Aslında şehrin ilk alışveriş merkezi 'Esnaf
sarayı” hala birer buluşma noktası. Bu çok katlı pasaj yerel esnafın oluşturduğu
dükkanlardan oluşuyor. Hemen önündeki
heykel ise çok popüler.
*YEME-İÇME :
Şehir merkezindeyken şehre ait yerel lezzetleri de denemek istedim.
Meşhur çiğ börek. Elbette “Papağan” bu
işin uzmanı bir mekan. Çünkü sadece çiğ börek yapıyor ve inanılmaz güzel
yapıyor. Kıymalı ve peynirli seçenekleri var (ben kıymalıyı tercih ettim) Bir porsiyonda 5 adet var ve öyle lezzetli ki
ben sadece 1 adet yerim diyorken, 5 adet çiğ böreği anında silip süpürdüm. Bu
arada sizler benim gibi yapmayın. Çok sıcak servis edilen bu börek sizi de
benim gibi yakmasın. (1 porsiyon -5 adet yaklaşık 10 tl)
Üstüne soğuk bir tatlı yiyerek midemdeki yangını söndürmek istedim.
Dondurma delisi olan ben, yine çok popüler dondurmacı “madımak” ta dondurma
denedim. Ancak ben her dondurmayı beğenmem. Ve bu güzel şehrin iddialı
dondurmacısı “madımak” ne yazık ki benim için yeterli olamadı. Ama sizler yine
de yolunuz düşerse deneyin. Kim bilir belki beğenirsiniz.
Eskişehir’in bir diğer meşhur tadı helvası. “Eriş” helva oldukça
popüler bir marka ve 4 adet şubesi var. Şehir dışına da kargoyla gönderim
yapıyorlar. (Eriş helva 0222 228 02 94 www.erishelva.com.tr) portakallı helva yeni bir tat. Elbette yöreye
özgü helva pişmaniyeye benzeyen bir tat olanın adı “met helvası”. Ve bir diğeri
de iki gofret arası helva görünümünde olan “nuga” helvası. Mutlaka deneyin
derim.
Ve bir öneri daha olacak şehre özgü lezzetlere ki o da “donas” denilen
bir çeşit dürüm. Bir çok şubesi var bu markanın. Kime sorsanız size bir “donas”
şubesini tarif edecektir. Tavuklu ve
kırmızı etlisi var. Sıcak yaz günlerinde çok çabuk bakteri üreten tavuk etini
önermiyorum. Yanında bol acı turşusu ile servis edilen donas dürüm özel lavaş
ekmeği ile çok lezzetli.
Yine şehir merkezinde akşam barlar sokağında kendi tarzınıza uygun bir
mekanda içkinizi yudumlayıp sohbet edebilirsiniz. Benim gibi yanlış sokaklara
girmeyin bar yerine tuhaf müzikhol ve tanımlayamayacağım mekanların bulunduğu
bir sokakta da bulabilirsiniz kendinizi. Bazen meraklı ve kendini yollara
bırakmış gezgin olmak pek iyi olmayabilir.
Eskişehir de bir de güzel bir kahvaltı hatta uzun sürecek bir brunch
yapmak isterseniz yine bizzat deneyimlediğim “acıktım cafe” var. Şehir
merkezinde cadde üzerinde bulunan bu büyük cafede oldukça keyifli ve lezzetli
kahvaltılar edebilirsiniz. Sabah 7.30 gece
24 arası hizmet veriyor. (Serpme kahvaltı 20 tl )
Ulaşım : Şehir merkezinde yeşilin ve porsuk çayının, önünüze ansızın
çıkan heykellerin keyfinde yürüyerek bir çok yere ulaşmanız dışında “esbilet” edinip tramvay ve
otobüsleri de aynı bilet ile 1 saat kullanabilirsiniz.
(www.eskisehir-bld.gov.tr)
Konaklama: Anemon hotel, Dedeman otel, İbiş otel, Grand Namlı otel
Yemek-içmek ve şehre özgü
lezzetler dışında bir de görmeniz gereken yerler var. İşte onlara dair
notlarım:
ODUNPAZARI EVLERİ : Şehrin
güneyinde bir tepeye kurulu en eski yerleşim alanı bugün en çok turist çeken bölgedir. Kıvrımlı dar
sokakları, rengarenk Osmanlı mimarisini taşıyan ahşap süslemeli , bitişik ve
cumbalı evleriyle şehre gelen herkesin uğrak yeri. Evler genelde iki tipte
yapılmış. 1. Tip girişler sokaktan, bahçeleri arkada olan. 2. Tip evlerde ise
bahçeler evi çevreler şekilde yer almış. Bazıları tek, en fazla 3 katlıdırlar.
Odunpazarı içinde bir çok hediyelik eşya dükkanı, cafe ve el sanatları
atölyeleri mevcut. Cam atölyeleri ve yanında cam hediyelik eşya dükkanları,
sadece Eskişehir’e özgü taş olan lüle taşı atölye ve satış dükkanları, resim
atölyeleri ziyaret edilip hediye almak için güzel bir fırsat oluşturmaktadır.
Fiyatlar ise oldukça makul. (yıldız lületaşı imalatı 0222 234 71 58 ) güzel bir
mekanda kahvaltı veya kahve için kasr-ı nur cafe (www.kasr-inur.com)
* YILMAZ BÜYÜKERŞEN BALMUMU HEYKELLER MÜZESİ : Müze Türkiye'de bir ilki
oluşturuyor. Çok fazla sayıda ünlü kişiye ait balmumu heykeller yer alıyor.
Fotoğraf çekebiliyor, ya da müzenin fotoğrafçılarına çektirip çıkışta basılı
olarak alabiliyorsunuz. Fiyatlar 5 -10 tl arasında boyutuna göre değişiyor.
Heykelleri bizzat Yılmaz hoca yapmış. Beni en çok etkileyen elbette Atatürk’e
ait olanlar oldu. Ona sarılmak ve hiç bırakmak istemezdim. Müze girişleri 1- 3
lira arasında ve bu gelir kız
çocuklarının eğitimine veriliyor.
*KENT BELLEĞİ MÜZESİ
*ÇAĞDAŞ CAM SANATLARI MÜZESİ
*SAZOVA : Yemyeşil ve kocaman bir park hayal edin. İçinde çocuk oyun
alanları, cafeler, yemyeşil çimler ve içindeki kıvrımlı yollarda yürüdüğünüzü,
yolun sonunda masmavi bir masal şatosunun sizi beklediğini hayal edin. Yeşil
bir gölet içinde bir korsan gemisinin kocaman bir ağaç gibi ahşap haliyle
görünmesini, Nuh’un gemisini, sualtı dünyasının büyülü mavisinde kendinizi
balık gibi hayal edin. Sonra tüm bunların hayal değil şehri bu kadar güzel hale
getiren Yılmaz Büyükerşen hocanın eseri olduğunun gerçeğini yaşayın. Bu güzel
masal parkı sizi de büyüleyecek ve asla bitirmek istemeyeceğiniz bir gün
olacak. Şato içindeki canlı masal turlarına katılıp, en tepesine çıkıp
cafesinde soluklanmayı, bol bol çocukluğunuzu hatırlamayı unutmayın.
Eskişehir’e sadece bu yüzden tekrar giderim.
*KENT PARK : Yapay plajı, cafeleri, park alanı ve havuzları ile
görülmeli
*ATLIHAN : Lületaşı atölyeleri ve örneklerinin olduğu dükkanlar
*OPERA BALE BİNASI
Daha fazla bilgi için bknz : http://www.eskisehir-bld.gov.tr/ebb.php
Bu arada ;
Bu güzel davet ve misafirperlikleri için iki genç öğrenci kardeşime ve
ailesine birde buradan teşekkür etmek isterim. Bu iki tatlı kız kardeş biliyorum ki beni çok ama
çok seviyorlar. Öyle ki evlerinde odalarına girdiğimde gazete haberimi bile
kesmiş ve dolaplarına yapıştırılmış buldum. Ve biliyorum ki yurt odalarının
duvarında bile bir sürü fotoğraf ve sergi haber fotoğraflarım var. Elbette
bende diğer öğrenci kardeşlerim gibi bu iki tatlı kızı çok seviyorum. Beni o
kocaman yüreklerindeki sevgileri ile gerçek bir prenses gibi misafir ettiler.
Teşekkürler mıncırıklarım. Tuğba & Kübra Bekmez
*porsuk çayı yemyeşil ve üzerinde çok güzel köprüleri var. içinde ise balıklar, ördekler… uzun süre balıkları izledim
heryer heykel dolu… bi an kendimi müziğe kaptırdım. içimdeki müziğe …"I feel good"...
*Gondollar ve gondolcular Venedikten farklı , çünkü burda o neşe ve neşeli gondolcular yok.
*meşhur buluşma noktası
* Odunpazarı içinde bahsettiğim güzel cafe
*ne güzel bir düşünce… müzeler daha da çoğalmalı ve hep yaşamalı
* masal parkındaki mavi şatom :) görmelisiniz.
heryer heykel dolu… bi an kendimi müziğe kaptırdım. içimdeki müziğe …"I feel good"...
*Gondollar ve gondolcular Venedikten farklı , çünkü burda o neşe ve neşeli gondolcular yok.
*meşhur buluşma noktası
* Odunpazarı içinde bahsettiğim güzel cafe
*ne güzel bir düşünce… müzeler daha da çoğalmalı ve hep yaşamalı
* masal parkındaki mavi şatom :) görmelisiniz.
Sonunda Eskişehir'e gelip misafirimiz olduğun için biz teşekkür ederiz :) Çok güzel, eğlenceli zamanlar geçirdik
YanıtlaSil