Guernica - 1937 - Picasso(boyutu: 7.79 m x 3.49 m. bulunduğu yer : Reina Sofia Müzesi, Madrid - yılı : 1937 - teknik : tuval üzeri yağlı boya - sanatçı : Picasso ) |
Uzun bir aradan sonra yine yazma vakti gelmiş. Hatta geçmiş durumda.
Geçenlerde arkadaşın biri paylaşmıştı ve yazmasam olmazdı. Hatta öyle zamansızım ki (şu an Almanyadan gelen misafirimi bırakıp kitap okumaya bunları yazacak kadar)
Bilmeyeniniz var mı ? Varsa birazdan öğrenecek. Yok ise de bir kez daha bilgi tazeleyecek. Hadi o zaman iyi okumalar olsun.
GUERNİCA ! Picasso'nun en bilinen eserlerinden biridir. Kübist olan bu görkemli eser, İspanyol hükümetinin Paris'te 1937 dünya fuarı için sanatçıya sipariş edilmiştir. O sırada İspanya iç savaşında (1937) 28 adet Nazi savaş uçağının "Guernica" şehrini bombalamasından çok etkilenen Picasso; 15 gün içinde kendine ayrılan bu duvar resmini bitirir ve diğer ülkelerinde bu iç savaşa dikkat çekmesini sağlar.
"Guernica" her zaman ve her yerde savaş trajedileri ile savaşın insanlara verdiği acıların birer özeti olmuş bir eserdir. Hatta sonraları savaş karşıtı ve barış yanlısı düşüncenin de sembolü haline gelmiştir.
* tıpkı fransız ressam E. Delacroix - 1830 - "halka yol gösteren özgürlük eseri" gibi
Şimdi bu bilinen ( ya da şu an biliniyor olan ) eser hakkındaki mesajlara gelirsek;
öncelikle eserin yaratıcısı Picasso'ya at ve boğa figürleri sorulduğunda ; " bu boğa bir boğadır ve bu at bir attır ... resimlerimdeki belli şeylere birer anlam verdiğinizde bu doğru olabilir, ama bu anlamı vermek benim fikrim olmamıştır. sizin vardığınız fikirlere ve sonuçlara ben de varmış olmalıyım, ama içgüdüsel ve bilinçsiz olarak . Ben resim yapmak için resim yapıyorum. Nesneleri oldukları gibi çziiyorum. " diye cevaplamıştır. Ve bu muhteşem cevapla bir kez daha ben de zekası ile hayranlık uyandırmıştır. "bunu siz mi yaptınız" diyen bir komutana ise "hayır siz yaptınız" demiştir Picasso kıvrak zekası ile.
Bunun üzerine çok şey yazılmış, düşünülmüş ve eser hakkında çok yorumlar edilmiştir. O halde ben de birşeyler yazabilirim.
Öncelikle tablo siyah beyazdır. Bu dönemin gazetelerine gönderme yapmak dışında, savaşın ve ölümün de sembolüdür. Ölü, cansız ... Başka ne renk olabilir ki o an.
*Ölüm, şiddet, acı, yakarış ve bir savaş...
eserin her yerinde bu duygulara dair izler görülüp hissedilebilir.
acı çeken insanlar, hayvanlar ve yıkılmış binaları ile bir şehirin yokoluşu anlatılmıştır. Bunu da hisseder izleyici.
*Karanlık bir oda içinde geçer tüm sahneler. Duvarların yıkılmışlığı da şehrin bombalanışına göndermedir. Ayrıca oda bir ev içi bölümdür, şehrin bir ülke içindeki bölümü oluşu gibi karanlık oluşu da savaşta oluşu ile zaten aynı anlamdadır. Şehir acıda, iç savaşta , yıkıntıdadır ve bu karanlık bir durumdur. Siyah bunu en iyi anlatan renk halidir. Hastalıkla ilgili durumlar renkli resimlerde kirli sarı ile anlatılır.
* Sol tarafta bulunan iri gözlü boğa altında ölmüş çocuk ve acı içinde bağıran onu kucağında tutan bir kadın figürü vardır. (bu bir anlamda modern Pieta kompozisyonu gibidir. Pieata : meryam ana ve kucağındaki ölmüş İsa kompozisyonudur.)
* Boğa, günümüz de bile denildiğinde akla İspanyayı getiren bir semboldür.
* Boğa, at ve çocuk için ağlayan kadının dillerinin hançer şeklinde oluşu çığlığı simgeler denir. Ama ben onun dışında acıyı simgelediğini, bir bıçak yarası gibi can acıttığını düşünürüm.
* Boğa ile atın arasında duvara kazınmış bir güvercin görülür. Barışın simgesi zeytin dalı ile birlikte resmedilmiştir. Gayet açık bir sembol olan barışı simgeler. Ama pek te güçlü durmamaktadır.
* Resmin merkezinde acı ekmekte olan ve mızrakla vurulmuş bir at görülmektedir. Onun da dili hançer gibi keskindir. Acısı yüzünden belli olur. Dikkatle baktığınızda atın burun ve dişleri insan kafatasını oluşturur. Bu ölümü en iyi anlatan sembol olmaktadır ve vanitasın da simgesidir.
* Atın altında parçalanmış cesediyle yatan bir asker vardır. Elindeki kırık kılıçtan bir çiçek yükselir. Bu umudun yeşerttiği çiçektir. Ölümden gelen yaşam. Kötüyü yenmiş güzel bir yaşam. İçinde umudu barındıran. Yeşil daima yaşamdır. Çiçek ise güzellik. Kırılmış kılıç bitmiş savaşın simgesidir.
* Atın hemen kafasının üstünde görülen yanan ampul ( burada espri yapmamak için kendimi zor tuttuğum doğrudur :)) iki anlamda kullanılmış olabilir. İlki aydınlık günlerin sembolü, aydınlığın gelişi, diğeri ise göz şeklinde oluşu ile herşeyi gören ve aydınlatan- kurtuluşu getiren- Tanrı sembolüdür.
Ancak ampulün insan elinden çıkmış olmasından dolayı farklı anlamlarda yüklenmiştir ki ; Tanrı herşeyi görse de insan iradesine bırakmıştır ve kurtuluş tanrıdan değil insandandır gibi yorumlarda da bulunulmuştur.
* Sahneye sol üst köşeden bir pencere içinden başını uzatmış kadın figürü girmektedir. Elinde bir gaz lambası tutar ve tüm olanı yüzündeki dehşet ifadesi ile izler. Elindeki gaz lambası aydınlık getirdiğinin sembolüdür. ancak gaz lambası sonsuz ışık değil yine insan eli değen ve teknolojik bir objedir. Yani bu gelmiş aydınlık geçiçi olabilir ve insana bağlıdır gibi de yorumlanabilir.
* Hemen arkadaki yani tablonun en sağındaki figür, elleri yukarıda acı içinde çırpınan adam ateşler içindedir. bu hali bombalanan şehrin içinde yanan insanlara gönderme olabileceği gibi, savaşın acısında yanan insanlara da atıfta bulunur.
*Bu figürün ardında resmin sağ köşesi siyah bir duvarla biter ki sol karşıt duvar beyaz renktedir. Bu eserin renksel dengesini - komposizyon- sağlamak dışında aydınlık ve karanlık duvar ile savaşın iki yüzünü de gösterir. Savaşın karanlık yüzüne karşın barışın aydınlık yanı olarak yorumluyorum ben.
* Ayrıca çok dikkat edilirse görülebilecek bir hayvan figürü daha vardır ki atın dizlerinde olan burnundan bulunabilir. Bir başka boğa atın göğsünü boynuzlarıyla delmektedir. Sanatçı savaşın insani ve hayvani yönünü anlatmak istemiş olabilir mi diye düşünmemek elde değil ama hayvanların savaşmadığını biliyoruz ve savaş sadece insana özgüdür.
Aslında herşeye anlam yükleyen izleyici bazen hiçbirşey yüklemeyen sanatçı da olabilir. Bence bu eser de bira böyle. Picasso'nun da açıkça ifade ettiği gibi, o içgüdüsel olarak elbette sembolik öğeleri kullanmıştır ama biz izleyiciler kadar üzerinde düşünmemiştir.
Sanatçılık sanırım böyle birşey. Birikip bi anda yaratmak ve sonra bunun üzerinde düşünmemiştim demek. Oysa her an yaratılacak bir eser için eskizler oluşur içimizde.
" İspanyol mücadelesi gericiliğin halka ve özgürlüğe karşı saldırısıdır. benim bir sanatçı olarak yaşamım gericiliğe ve sanatın öldürülmesine karşı sürekli mücadele ile geçti." Pablo Picasso
Üç yıl önce tuhaf şeyler oldu. park , ağaç, gezi , taksim ve bi anda tüm ülkeyi saran , tüm dünyaya haber olan tuhaf şeyler.
Tuhaf ki bu yazı da tam da o 3 yıl öncesinin yıldönümüne denk geldi.
MEY i bilen bilir. Alegorik mesajlar yazar ve bunu da pek sever. Belki onca yıl aldığı eğitim üstüne 3 yıllık master ve mitoloji- ikonografi- sembol uzmanlığından kalma bir tavırdır, belki de başkadır nedeni.
Yani kısaca anlayan olursa alegorik mesaj , anlamayana ise koca bir hiç.
O halde anlayanlara selam olsun dedi Mey
bombalandıktan sonra Guernica şehri 1937 |
Guernica şehri bombalama sonrası 1937 |
Picasso Guernico üzerine çalışırken 1937 |
*kaynakça : wikipedia