Sanırım insanoğlu var olduğundan
beri var aşk ve sevgi... Ve o zamandan beri herkes kendince tanımlamış,
yorumlamış, yazmış çizmiş neler neler yaratmış bu kelime için. Yine de aslında
kimse tam olarak çözememiş. Ne tarifini ne sorunlarını...
Bu 14 şubat haftasında Küçük
Prens ısrar etti ve bir ben kalmıştım sanırım bulaşmayan, ehh hadi yazalım
bişeyler dedim. Ama küçük prens de
yardım etti bu yazının her bir cümlesine.
Elbette fonda dinlediğim müzikler,
şimdiye dek okuduğum kitaplar, gördüğüm aşk filmleri, ya da ender olarak görüp
feci imrenip gözyaşlarımı tutamadığım elele olan aşkları gözlerinden taşan yaşlı
çiftler ve daha neler neler yardım etti.
Öncelikle bilinen ilk aşk şiirini
paylaşmak isterim ve günün anlamına dair bir kaç cümle.
“1889′da Bağdat’ın 150
km uzağındaki Sümer kenti Nippur’da bulunmuş 4 bin yıllık bir tablet üzerindeki
şiirdir. ABD’li Sümerolog Samuel Noah Kramer’in çevirdiği tableti, Türkiyenin
ilk Sümeroloğu Muazzez İlmiye Çığ Türkçeye çevirmiştir.
*photo by MMEY "Kalp sever akıl almaz-2010-Paris"
Sümer inancına göre, toprağın
bereketini ve verimli olmasını sağlamak amacıyla, Kral’ın yılda bir kez Bereket
ve Aşk Tanrıçası Ellil yerine bir rahibe ile evlenmesi kutsal bir görevdi. Bu
şiir büyük bir olasılıkla Kral Şusin için seçilmiş bir gelin tarafından yeni
yıl bayramını kutlama töreninde söylenmek üzere kaleme alınmıştı ve
ziyafetlerde, şölenlerde müzik, şarkı ve dans eşliğinde söyleniyordu.
Güzelliğin büyüktür
baldan tatlı.
Aslan, kalbimin
kıymetlisi
Güzelliğin büyüktür
baldan tatlı.
Benim değerli
okşayışlarım baldan tatlıdır.
Yatak odasında bal
doludur.
Güzelliğinle
zevklenelim.
Aslan seni okşayayım.
Benim değerli
okşayışlarım baldan tatlıdır."
Damadım benden zevk
aldın.
Annem söyle sana güzel
şeyler verecektir.
Babam, sana hediyeler
verecektir.
Sen beni sevdiğin için.
Lütfet bana
okşayışlarını.
Benim Tanrım, benim
koruyucum.
Tanrı Ellil’in kalbini
memnun eden Şusin’im.
Lütfet bana okşayışlarını.
Ve bu da çoğumuzun bildiği günün tarihçesi :
Sevgililer Günü, her yılın 14 Şubat günü birçok
ülkede kutlanan özel gündür. Kökeni, Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına
ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı
toplumlarda "Aziz Valentin Günü" (İngilizce: St. Valentine's Day) olarak
bilinir. Valentine kelimesi, Batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi
veya sevgili anlamlarında da kullanılır.
Günümüzde, bazı toplumlarda
sevgililerin birbirine hediyeler aldığı, kartlar gönderdiği özel bir gün olarak
devam etmektedir. Tahminlere göre 14 Şubat günü, tüm dünyada 1 milyar civarında
kart gönderilmektedir. Bunun yanı sıra hediye alımlarından kaynaklı piyasada
satışlar artmaktadır. (wikipedia) http://tr.wikipedia.org/wiki/Sevgililer_Günü#Valentine
Şimdi de benim için günün anlamı ...
Özel günleri sevmem. Aslında sevmeye
çalıştım ama geçen yıl anladım ki yok
olmuyor öyle siz özel gün diye özel etmeye
çalışınca. Ve anladım ki her gün özel aslında. Ve her günü size özel kıldıran,
öyle hissettiren insanmış özel.
Bu yazının neresinde fotoğraf var
diye düşünebilirsiniz. Aslında her an hayatımızda fotoğraf var. Sizce o gün de
fotoğraf çekilmeyecek mi? Şimdiden güne yönelik fotoğraf yarışmaları başladı
bile. Sergiler, etkinlikler... Ben bir fotoğrafçı olarak diyorum ki fotoğraf
çekmeyin. Çünkü onları silmesini bilmeyen bir toplumuz. Anıları biriktirmeyin.
Geleceğinize de geçmişinize de saygı duymak adına.
* Bu fotoğraf Napoli gezimde
kaldırımda çektiğim tam da günün anlam ve önemine yönelik bir fotoğraf.
photo by MMEY "Ti Amo -2009-Napoli, İtalya"
Ben size Şems aşkı diliyorum. Gerçekten
sevgiyi yaşayıp görebileceğiniz, değerini bileceğiniz bir aşk diliyorum.
İşte ŞEMS’imden en sevdiklerim
*Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir.
Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Halbuki aşk
öyle mi? Onun tek dediği:
Bırak kendini, ko gitsin; akıl kolay kolay yıkılmaz.
Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler
yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
*Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her her yolcu, istese de
istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.
*Allah kılı kırk yaracak titizlikle çalışan bir saat
ustasıdır. O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam zamanında olur. Ne
bir saniye erken, ne bir saniye geç. Her insan için bir aşık olma zamanı
vardır; bir de ölmek zamanı.
*Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk
peşinde mi koşmalıyım, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma!Ayrımlar
ayrımları doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı
başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da
dışındasındır, hasretinde..
*Sevgi
sabırlıdır, merhametlidir, sevgi kıskanmaz, sevgi övünmez, kibirlenmez, kötülük
içermez,menfaat gözetmez, öfkelenmez, kötülük etmez, haksızlığa sevinmez fakat
doğruya sevinir, her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi ümit eder, her
şeye sabreder. Sevgi asla son bulmaz!
(Aziz Pavlus’un Korintoslular’a 1. Mektubu 13. Bap – Kutsal Kitap)
Ve güzel bir söz daha vardır Kutsal
Kitapta Süleyman’ın yazdığı neşideler neşidesi(ezgiler ezgisi) bölümünde.
Söz der ki :
“Beni yüreğinin üstüne mühür gibi
koy, mühür gibi taşı kolunun üzerinde. Çünkü sevgi, ölüm kadar güçlüdür ve onun
tam bağlılık talebi ölüler diyarı kadar katıdır. O Yah’ın ateşidir, alev alev
yanar. Sevgiyi coşkun sular söndüremez, ırmaklar bastıramaz. Bir adam sevgiye
bedel evindeki bütün değerli şeyleri verse de, hepsi bir hiç sayılır.”
*Küçük Prens diyor ki “beni biraz okusa şu büyükler… ahh bi kitabımı
alıp okusalar, iç seslerini duyup çocuk yanlarını bi anlıkta olsa bulsalar ne
mutlu olurdum. Ben bu gün bir çok gül göreceğim. Yüzlerce binlerce çok güzel
güller. Ve bir kez daha gezegenimi özleyeceğim. Orada yalnız bıraktığım gülümü.
Dünyanın hiçbir gülü benim gülümden daha kıymetli olamaz. Dostum tilkinin
dediği gibi “gözler asıl görülmesi gerekeni göremez”. Gülümü benim için bu kadar
önemli kılan ona harcadığım zamandı. İnsanlar bu gerçeği unuttular. Büyükler
artık görmüyor. Gözleri görülmesi gereken hiçbirşeyi görmüyor. Ben gülümden
sorumluyum ve ona harcadığım zaman ona verdiğim kıymettir. Sevgi emek ister.
Aşk ise çok büyük bir tutku.”
Hepinize gerçek sevgi ve aşkı
yaşadığınız 14 şubatlar değil her günün 14 şubat tadında olduğu kocaman bir ömür dileriz. Ben ve Küçük Prens.