3 Temmuz 2014 Perşembe

ADI ESKİ OLSA DA KENDİNİ HEP YENİLEYEN ŞEHİR "ESKİŞEHİR"




Adı her ne kadar Eskişehir de olsa her geçen gün kendini yenileyen bir şehir burası.
Yıllar önce gitmiştim ve öğrencilik dönemiydi. Bu kez ısrarla davet eden ve sabırla bekleyen iki tatlı  edebiyat öğrencisine verdiğim sözü tutmak adına gittim bu güzel şehire. Hatta onlarla ve unuttuğum bir şekilde yolculuk ettim. Otobüs ile. Yol nasıl geçti anlamadım bile. Sıkılırım veya alışık olmadığımdan tatsız geçer sanıyordum ancak kitap okumaya bile fırsat bulamadım. Çoğunlukla dışarıyı izledim, dağları, yeşil tepeleri, kıvrımlı yolları, yorgunluğun verdiği rehavetle uyukladım, biraz sohbet ve birazda instagram dostlarımla fotoğraflar paylaştım. Ve akşamın serinliğinde şehir beni yağmurla karşıladı.

Eskişehir benim için öğrenci ve müzeler şehridir. Gittim, gördüm ve bu düşüncem değişmedi. Öyle bir isim var ki bu şehri yakında “müzeşehir Stockholm” haline getirirse şaşırmam. YILMAZ BÜYÜKERŞEN. Herkesin hoca dediği muhteşem bir insan. Tam bir sanat aşığı ve bir insan isterse nasıl güzel bir şehir yapar en güzel örneği.

Aslında sadece müzeler ve her sokakta görebileceğiniz heykeller değil güzel olan, ya da porsuk çayını gondollarla küçük ve şirin bir Venedik yapması, yemyeşil bir Eskişehir oluşturması ya da yapay bir plaj ve yüzme alanı oluşturması da değil. Bunların ötesinde engelliler için özel yollar ve alanlar yapmış bu güzel insan ve her evin her apartmanın önüne zimmetli olarak  geri dönüşüm kutuları koymuş. İşte bu beni en çok etkileyen hizmet oldu.

Şimdi MEY’in deneyimiyle “ESKİŞEHİR”

1. günümün sabahı misafir olduğum evde nefis bir anne eli değmiş kahvaltı ettikten sonra adalara gidiyoruz denildi. Ben ilk duyduğumda bir an şaka yapılıyor sanmış olsam da gerçekten bu bölgenin adı “adalar”mış.  Burası köprübaşında bulunan durağından 10 dakikalık turlar yapabileceğiniz “gondollar’ın bulunduğu nokta.  Şehirde toplam 6 gondol var ve her 10 dk bir  tur olmakta. Fiyatı 15 tl. Çizgili t-shirtleri ve şapkaları ile Venedik gondollarını anımsatan gondolcuların tek farkı onlar kadar neşeli, sevimli ve enerjik olmayışı. Ve elbette güzel şarkılar söylemiyorlar. Burada önerim ya işini seven gondolcular alınsın ya da onlara biraz bu konuda eğitim verilsin.  Bir de 10 dk bence çok kısa bir tur, süresi uzatılmalı.
 Gondol turundan sonra etrafı da biraz yürüyor yeşilin ve adım başı karşıma çıkan heykellerin tadını çıkarıyorum. Şehir merkezine doğru yürürken  popüler bir caddeden de “doktorlar caddesi” -ki adını üzerinde bulunan doktor muayenehanelerinden alıyor – geçiyorum.
Sonrası bu şehri de kaplayan  büyük alışveriş merkezleri. İki büyük ve popüler avm var. Biri “Kanatlı”, diğeri eski bir fabrikadan dönüştürülmüş “Espark”.  Aslında şehrin ilk alışveriş merkezi 'Esnaf sarayı” hala birer buluşma noktası. Bu çok katlı pasaj yerel esnafın oluşturduğu dükkanlardan oluşuyor.  Hemen önündeki heykel ise çok popüler.

*YEME-İÇME :

Şehir merkezindeyken şehre ait yerel lezzetleri de denemek istedim. Meşhur çiğ börek.  Elbette “Papağan” bu işin uzmanı bir mekan. Çünkü sadece çiğ börek yapıyor ve inanılmaz güzel yapıyor. Kıymalı ve peynirli seçenekleri var (ben kıymalıyı tercih ettim)  Bir porsiyonda 5 adet var ve öyle lezzetli ki ben sadece 1 adet yerim diyorken, 5 adet çiğ böreği anında silip süpürdüm. Bu arada sizler benim gibi yapmayın. Çok sıcak servis edilen bu börek sizi de benim gibi yakmasın. (1 porsiyon -5 adet yaklaşık 10 tl)

Üstüne soğuk bir tatlı yiyerek midemdeki yangını söndürmek istedim. Dondurma delisi olan ben, yine çok popüler dondurmacı “madımak” ta dondurma denedim. Ancak ben her dondurmayı beğenmem. Ve bu güzel şehrin iddialı dondurmacısı “madımak” ne yazık ki benim için yeterli olamadı. Ama sizler yine de yolunuz düşerse deneyin. Kim bilir belki beğenirsiniz.

Eskişehir’in bir diğer meşhur tadı helvası. “Eriş” helva oldukça popüler bir marka ve 4 adet şubesi var. Şehir dışına da kargoyla gönderim yapıyorlar. (Eriş helva 0222 228 02 94 www.erishelva.com.tr)  portakallı helva yeni bir tat. Elbette yöreye özgü helva pişmaniyeye benzeyen bir tat olanın adı “met helvası”. Ve bir diğeri de iki gofret arası helva görünümünde olan “nuga” helvası. Mutlaka deneyin derim.
Ve bir öneri daha olacak şehre özgü lezzetlere ki o da “donas” denilen bir çeşit dürüm. Bir çok şubesi var bu markanın. Kime sorsanız size bir “donas” şubesini  tarif edecektir. Tavuklu ve kırmızı etlisi var. Sıcak yaz günlerinde çok çabuk bakteri üreten tavuk etini önermiyorum. Yanında bol acı turşusu ile servis edilen donas dürüm özel lavaş ekmeği ile çok lezzetli.
Yine şehir merkezinde akşam barlar sokağında kendi tarzınıza uygun bir mekanda içkinizi yudumlayıp sohbet edebilirsiniz. Benim gibi yanlış sokaklara girmeyin bar yerine tuhaf müzikhol ve tanımlayamayacağım mekanların bulunduğu bir sokakta da bulabilirsiniz kendinizi. Bazen meraklı ve kendini yollara bırakmış gezgin olmak pek iyi olmayabilir.

Eskişehir de bir de güzel bir kahvaltı hatta uzun sürecek bir brunch yapmak isterseniz yine bizzat deneyimlediğim “acıktım cafe” var. Şehir merkezinde cadde üzerinde bulunan bu büyük cafede oldukça keyifli ve lezzetli kahvaltılar edebilirsiniz. Sabah 7.30 gece  24 arası hizmet veriyor. (Serpme kahvaltı 20 tl )

Ulaşım : Şehir merkezinde yeşilin ve porsuk çayının, önünüze ansızın çıkan heykellerin keyfinde yürüyerek bir çok yere ulaşmanız  dışında “esbilet” edinip tramvay ve otobüsleri de aynı bilet ile 1 saat kullanabilirsiniz. (www.eskisehir-bld.gov.tr)

Konaklama: Anemon hotel, Dedeman otel, İbiş otel, Grand Namlı otel

Yemek-içmek  ve şehre özgü lezzetler dışında bir de görmeniz gereken yerler var. İşte onlara dair notlarım:

 ODUNPAZARI EVLERİ : Şehrin güneyinde bir tepeye kurulu en eski yerleşim alanı bugün  en çok turist çeken bölgedir. Kıvrımlı dar sokakları, rengarenk Osmanlı mimarisini taşıyan ahşap süslemeli , bitişik ve cumbalı evleriyle şehre gelen herkesin uğrak yeri. Evler genelde iki tipte yapılmış. 1. Tip girişler sokaktan, bahçeleri arkada olan. 2. Tip evlerde ise bahçeler evi çevreler şekilde yer almış. Bazıları tek, en fazla 3 katlıdırlar.



Odunpazarı içinde bir çok hediyelik eşya dükkanı, cafe ve el sanatları atölyeleri mevcut. Cam atölyeleri ve yanında cam hediyelik eşya dükkanları, sadece Eskişehir’e özgü taş olan lüle taşı atölye ve satış dükkanları, resim atölyeleri ziyaret edilip hediye almak için güzel bir fırsat oluşturmaktadır. Fiyatlar ise oldukça makul. (yıldız lületaşı imalatı 0222 234 71 58 ) güzel bir mekanda kahvaltı veya kahve için kasr-ı nur cafe (www.kasr-inur.com)


* YILMAZ BÜYÜKERŞEN BALMUMU HEYKELLER MÜZESİ : Müze Türkiye'de bir ilki oluşturuyor. Çok fazla sayıda ünlü kişiye ait balmumu heykeller yer alıyor. Fotoğraf çekebiliyor, ya da müzenin fotoğrafçılarına çektirip çıkışta basılı olarak alabiliyorsunuz. Fiyatlar 5 -10 tl arasında boyutuna göre değişiyor. Heykelleri bizzat Yılmaz hoca yapmış. Beni en çok etkileyen elbette Atatürk’e ait olanlar oldu. Ona sarılmak ve hiç bırakmak istemezdim. Müze girişleri 1- 3 lira arasında ve bu gelir  kız çocuklarının eğitimine veriliyor.

*KENT BELLEĞİ MÜZESİ
*ÇAĞDAŞ CAM SANATLARI MÜZESİ
*SAZOVA : Yemyeşil ve kocaman bir park hayal edin. İçinde çocuk oyun alanları, cafeler, yemyeşil çimler ve içindeki kıvrımlı yollarda yürüdüğünüzü, yolun sonunda masmavi bir masal şatosunun sizi beklediğini hayal edin. Yeşil bir gölet içinde bir korsan gemisinin kocaman bir ağaç gibi ahşap haliyle görünmesini, Nuh’un gemisini, sualtı dünyasının büyülü mavisinde kendinizi balık gibi hayal edin. Sonra tüm bunların hayal değil şehri bu kadar güzel hale getiren Yılmaz Büyükerşen hocanın eseri olduğunun gerçeğini yaşayın. Bu güzel masal parkı sizi de büyüleyecek ve asla bitirmek istemeyeceğiniz bir gün olacak. Şato içindeki canlı masal turlarına katılıp, en tepesine çıkıp cafesinde soluklanmayı, bol bol çocukluğunuzu hatırlamayı unutmayın. Eskişehir’e sadece bu yüzden tekrar giderim.
*KENT PARK : Yapay plajı, cafeleri, park alanı ve havuzları ile görülmeli
*ATLIHAN : Lületaşı atölyeleri ve örneklerinin olduğu dükkanlar
*OPERA BALE BİNASI

Daha fazla bilgi için bknz : http://www.eskisehir-bld.gov.tr/ebb.php

Bu arada ;
Bu güzel davet ve misafirperlikleri için iki genç öğrenci kardeşime ve ailesine birde buradan teşekkür etmek isterim. Bu iki  tatlı kız kardeş biliyorum ki beni çok ama çok seviyorlar. Öyle ki evlerinde odalarına girdiğimde gazete haberimi bile kesmiş ve dolaplarına yapıştırılmış buldum. Ve biliyorum ki yurt odalarının duvarında bile bir sürü fotoğraf ve sergi haber fotoğraflarım var. Elbette bende diğer öğrenci kardeşlerim gibi bu iki tatlı kızı çok seviyorum. Beni o kocaman yüreklerindeki sevgileri ile gerçek bir prenses gibi misafir ettiler. Teşekkürler mıncırıklarım. Tuğba & Kübra Bekmez



 *porsuk çayı yemyeşil ve üzerinde çok güzel köprüleri var. içinde ise balıklar, ördekler… uzun süre balıkları izledim
 tuğba-mey-kübra 

 heryer heykel dolu… bi an kendimi müziğe kaptırdım. içimdeki müziğe …"I feel good"...
*Gondollar ve gondolcular Venedikten farklı , çünkü burda o  neşe ve neşeli gondolcular yok.
*meşhur buluşma noktası
 * Odunpazarı içinde bahsettiğim güzel cafe
 *ne güzel bir düşünce… müzeler daha da çoğalmalı ve hep yaşamalı






* masal parkındaki mavi şatom :) görmelisiniz.





1 yorum:

  1. Sonunda Eskişehir'e gelip misafirimiz olduğun için biz teşekkür ederiz :) Çok güzel, eğlenceli zamanlar geçirdik

    YanıtlaSil

tüm soru ve yorumlarınız için lütfen yazın .