Benim yolculuğumdan önce sizlere Kapadokya hakkında biraz bilgi vermek isterim. Pers dilinde “güzel atlar” ülkesi anlamına gelen Kapadokya, bölge olarak Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kayseri, Kırşehir illerinin kapladığı alanine birleşimi olarak tanımlanır. Kayalık Kapadokya bölgesi ise Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresinden oluşur.
Bugün Peri Bacaları dediğimiz şekiller, üst pliyosen dönem de (Yaklaşık 5 milyon yıl öncesinden 2 milyon yıl öncesine dek süren üçüncü jeolojik çağın son dönemi.) volkanların püskürtmeleriyle sürekli değişime uğramış ve vadi yamaçlarından inen sel suları ile rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla günümüz Peri Bacaları oluşmuştur.
Kapadokya sırasıyla, Hatti, Hitit, Frig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı kültüründen izler taşıyarak şu an ki büyüsüne sahip olmuştur.
Peri bacaları ve tarihi ile kapadokya herkesin bildiği bir turistlik bölgemiz. Benimde çok kez gittiğim bu rotaya bu kez 5 günlük bir özel tur için katılıyorum.En son sanırım 3-4 yıl once gelmiştim.Fazla turistlik yerler çok tercih sebebim değil. Ben daha çok yöre halkına ve şehrin doğal hayatına karışmayı, şehrin kendi kokusunu duygusunu hissetmeyi ve fotoğraflamayı seviyorum.
Berbat denebilecek bir uçak yolculuğundan sonra gece Nevşehir havaalanına iniyorum. Burası sanırım ülkemizin en küçük havaalanı. Araştırmak lazım.(yaptığım araştırmada yolcu kapastesine dayalı listed 24. Nevşehir havaalanı geliyordu. Şaşırdım doğrusu ama ben bina olarak en küçük h.a. merak etmiştim.)
Uçak yolculuğunun berbatlığına sebep -ki bu genellikle başka uçuşlarımda da aynı yorumuma neden oluyor- türk bebekli aileler ve onların etrafı rahatsız eden bebeklerinin, çocuklarının ağlayışları. Yaşadığım deneyimlere dayanarak söyleyebilirim ki sadece bizim ülkemizin bebek- çocukları böyle sorunlar yaratıyor. Sanırım bu da sorunlu anne babadan- aileden kaynaklı. Bu durum öyle rahatsız edici ki bence artık bebekli Türk ailelere özel uçaklar olmalı. (o uçağın sesi sanırım uzaydan bile duyulur )
Transfer aracı ile karşılanıp konaklayacağım Uçhisar kalesi manzaralı çok sevdiğim butik otel olan ( birçok kez bu otelde konakladım) Karlık evine varıyorum.(www.karlikevi.com) (havaşın servisleri olduğu gibi burada otellerin de ücretli servisleri var.eğer karlık evi gibi merkeze yakın bir otelde konaklamıyorsanız araç kiralamanız ya da aracınızla gelmeniz gerekir.)
Karlık evi, Uçhisar bölgesinde (Uçhisar, Nevşehir’e 7 km uzaklıkta) kaleyi ve vadiyi gören manzarası, havuzu ve keyifli bahçesi ile , yıllardır sanat ve sanatçıya verdiği destek ile bilinen ve sevilen bir butik oteldir. Her odası farklı dekorasyona ait bu otelde özellikle kahvaltılara bayılacaksınız. Organik sebze ve meyvelerden oluşan, hatta bahçesinde dalından koparıp yiyebileceğiniz bu ürünler ile açık havada çiçekler içinde peri bacaları ve uçhisar manzaralı bu kahvaltı güne harika başlamanıza sebep olacaktır. Size önerim 5 civarı uyanıp balkonundan gün doğumunu ve balonların da yerden yükselişini seyretmeniz olacak.
Uçhisar kalesini zirveye kadar yürüyüp ( kolay bir yürüyüş parkuru var) şehri ve vadileri izlemeden dönmeyin. Kaleye çıkarken köyün içinden geçip yerel halkın hediyelik eşyalarından satın alabilirsiniz. El yapımı takılar, örtüler, ve yine yöreye ait yiyecekler oldukça uygun fiyatlara alınabilir. Halk gelen turistlerin çoğunlukla ispanyol oluşundan burada da ispanyolca konuşuyor.
Uçhisar kale zirvesinde biraz gölgede dinlenip manzaraya karşı birşeyler içmek isterseniz o da düşünülmüş ve küçük bir café sizi orada bekliyor . Etrafta bir kaç cafe mevcut ama çok acıkıp susamadıkça birşey yemenizi önermeyeceğim. Uç hisarda bir çok yeri denedim beni memnun edecek bir restaurant ne yazık ki yoktu.
Ağustos ayında bile olsa geceleri serin olabiliyor yanınıza bir ince ceket mont vb ve bir şal, fular almanız iyi olur. Elbette gündüz yürüyüşler için rahat bir ayakkabı (ben Nike ve Columbia öneriyorum) hafif ve serin tutan giysiler (yine Columbia nın buna uygun giysileri benim tercihim) ve biraz uzakdoğu modası olsada güneşe karşı küçük bir şemsiye alınız.
Ürgüp (Nevşehir’e 20 km)
Ürgüp benim bu bölgede en sevdiğim yerlerden biri. Ben şehir sevdiğim için olsa gerek burası hem doğal yapıda hemde size şehir rahatlığı ve tadını veriyor.
Ürgüp’te konaklamak isterseniz elbette bir çok iyi otel var. Ancak biliyorsunuz ki ben deneyimleyip bizzat gördüklerimi sizlere paylaşıyorum. Bu nedenle sessiz huzurlu bir butik otel tercih etmek isteyenlere Ürgüp İnn Cave butik oteli (www.urgupinncavehotel.com) Otelin sahibi Ömer bey size reber oluşu ile kapadokya nasıl gezilir hangi turlara katılmalısınız en ince detayına kadar yardımcı olacaktır.
Ve Melis oteli öneririm. Melis otel oldukça büyük. Bahçesi inanılmaz geniş. Yine bahçesinde dalından koparıp yiyeceğiniz bir çok meyve ve sebze sunuyor size. Ayrıca büyük havuzu size serinlemek için güzel bir fırsat sunuyor. Burada otel odalarının en güzel yanı ise taş olmalarına bağlı doğal klima özelliği taşıyıp size serin bir mekan yaratmaları.
Ürgüp’te merkez çarşıyı ve pazarı mutlaka gezin. Temenni tepesine çıkıp, şehri yukarıdan görün. Turasan şarap mahzenlerini ve şarap evlerini ziyaret edip deneyebilir ve satın alabilirsiniz. (bana da öküz gözü alırsınız umarım)J
Derinkuyular pide salonu bence nefis pide yapıyor. Orada pide çeşitlerini mutlaka tadın. Ben sebzelİ olanI tercih etmiş diğerlerinin de tadına bakmıştım.
Güzel bir akşam yemeğini yine Ürgüp merkezde kolayca bulabileceğiniz Ehlikeyf restaurant' ta yapmalısınız. Elbette zamanınız benim gibi kısıtlıysa öğle yemeği için gidin ve nefis yemeklerinden tadın. (http://www.ehlikeyf.info ) Ben güleryüzlü personeli ve misafirperverliği için bir kez daha Salih bey’e teşekkür ediyorum.
Mustafapaşa (Ürgüp’e 6 km güneyde)
Görmeden gelmemeniz gereken yerlerden biride Sinasos “ Güneşin Şehri” şimdi ki adı Mustafapaşa olan kasaba.Burada Asmalı Konak izleyenlerin tanıyacağı dizinin ilk bölümlerinin çekildiği ilk konak var. 1800 lerden kalma bir Rum Evi ki adını da zaten buradan almakta. Şu an otel ve rest. Olarak kullanılıyor. Fakat dışardan görmeye gelen meraklılara da gayet nazikçe davranıp gezdiriyor ve bilgi veriyorlar. Ekrem bey bana da her kat ve odayı gezdirip sıkılmadan anlattı, balkonda ve girişte fotoğraflarımı çekti ve beni adeta büyüleyen bu konakta bir de Türk kahvem ikram edildi. (www.oldgreekhouse.com) benim zamanım ne yazık ki olamadı ancak burada mutlaka kalmanızı ve bu şirin bölgeyi tadını çıkararak dolaşmanızı öneriyorum. ( benim 2008 ve 2009 da burada karlıkevi sanat kampı ve fabrikart çalışmaları nedeniyle uzun zaman geçirme şansım olmuştu)
Burada beni çok etkileyen bir yer daha var. bir müze. Oyuncak bebek müzesi olarak bilinse de çok daha fazlasını barındırıyor. Mutlaka görmelisiniz. Aynı zamanda bir pansiyon olan müzenin digger kısmında konaklamanızı da öneririm. (www.buyuksinasoskonagi.com) web sitesinde detaylı bilgileri ve fotoğrafları görebilirsiniz.
Müzeyi ise şanlıyım ki sahipleri Sibel hanım ve Serkan bey eşliğinde uzun uzun anlatılarak gezdim. İnanilmaz bir misafirperverlikle sabırla hiçbir detayı atlamadan anlatan Serkan beyin konu ve tarih hakkındaki bilgisi , Sibel hanımın el becerisi ve oyuncak bebeklere olan tutkusu sizi de hayran bırakacak. (www.kapadokyasanattarihimuzesi)
Göreme
Göreme açık hava müzesi ( bölgenin en büyük açık hava müzesi) ve onlarca kiliseyi görmelisiniz. Girişte öğrenci ve yaşlı indirimi mevcut müze kartta geçerli, ancak içeride extra ödemeniz gereken ve 8 tl olan bir özel kilise var ki günümüze dek en iyi korunmuş duvar fresklerini saklamış olması ile ünlü. (Kara kilise) ben tüm müzelerin cafelerini ve shoplarını sevmişimdir. Sizlerde biraz soluklanıp hediyelik eşya almayı unutmayın.
Göreme’ye 2 km uzaklıktaki Çavuşin köyü, Zelve ( bölgenin 2. Büyük açıkhava müzesi) , Paşabağları ( 3 başlı peribacalarının bulunduğu vadi) , yine Ürgüp’e 6 km uzaklıkta olan Ortahisar bölgesi mutkala görülmeli.
Ahi Evran Camini , Çağatay Medresesini görmeden, Ihlara vadisi, Güzelyurt’u Niğde müzesini gezmeden, balonla Kapadokyaya yukarıdan bakmadan , Ayrıca bakır, oniks taşından yapılmış hediyelik eşyaları, el yapımı örtüleri, takıları almadan ve yöreye özgü şarapları atmadan dönmeyin.
Unutmadan ; bölgenin en meşhur peribacaları olan üçgüzeller önünde sizde hatıra fotoğrafı çektirmelisiniz. Güvercinlik vadisi de muhteşem bir manzaraya sahip. Gün batımını ise bence şarap eşliğinde Kızıl Çukur Vadisinde manzaraya karşı konuşlandırılmış yer minderleri üzerine uzanıp keyf yaparak izlemenizi öneririm. Karadut çayı ikramı mutlaka olacaktır. Elbet tattıktan sonra sizlerde benim gibi bir paket almadan dönmezsiniz. Bir de deveye benzetilen bebiş peribacalarının bulunduğu vadi var: Derbent vadisi. Artık orayı da görüp turistliğinize dair fotoğraflarsınız. Derebağ – cevizli mevkii Uçhisar kalesinden görebileceğiniz kale arkasında kalan yerleşim bölümü. Bir de O Ağacın Altı var. Gidip bir süre vakit geçirmenizi ve manzaranın tadını çıkarmanızı tavsiye ediyorum
Kapadokya’ya gelip Avanosu görmeden gitmeniz zaten mümkün değil. Kızılırmağın kenarında yürüyün. Ben bayıldım. Sallanan köprüden geçin. Ben taş köprüden geçip ne yazık ki ona fırsat bulamadım. Akhal teke at çiftliğinde güzel atlar şehrine gelmişken at binmeyi deneyin. Ve elbette çanak çömlek olmadan olmaz.
Avanos’ta www.sirkupurambo.com Yaşar hanım tüm detaylarıyla size çömlekçiliği anlatıp iananılmaz güzel ürünler gösterecek. Eminim sizlerde bir dolu alışveriş yapmadan çıkmayacaksınız. Ben çok güzel cezve ve omlet için tava aldım. Chez Ferhat çanak atölyesinde çömlek yapımı denemeden ( www.ferhatcomlekcilik.com )
Sıra yemek zamanına geldi. Sizlerde benim gibi bu güzel manzara ve temiz hava da çabuk acıkanlardansanız işte bu iki yeri mutlaka test edin. Nehir kenarında Dayı’nın yeri ve karşı kıyısında nehire paralel kıyısı olan ve bence manzarası daha iyi olan Kavi restauranta uğrayıp bir güzel yemek keyfi yapın derim. Kahve veya çayınızı içerken bir kare fotoğraf çekip beni de anmayı unutmayın :)
Benim birkaç günlük Kapadokya seyahatim böyleydi. Umarım deneyimlerim sizler için yararlı olmuştur. Kapadokya efsunlu yerlerimizden. Sizlerin de seveceğine eminim. Şimdiden hepinize keyfli rotalar….:)
Avanosta birbirinden güzel çanak çömlek atölyesi ve satış mağazaları var. almamanız mümkün değil. bu güzel sürahi ojelerimle pek uyumluydu almamak olmazdı.
Mustafapaşa asmalı konak olarak bildiğimiz ilk asmalı konağı. şu an butik otel olarak kullanılıyor.
Mustafapaşa oyuncak müzesi ve butik oteli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
tüm soru ve yorumlarınız için lütfen yazın .