25 Ekim 2013 Cuma

85 Müzeli Muhteşem Şehir Stockholm


293335_4182633520831_758689932_n

Stockholm
Adeta masallardan çıkmış gibi görünen rengarenk tarihi binaları, muhteşem su yolları, yemyeşil geniş parkları, ve masmavi gökyüzü, denizi , batmayan güneşi , aydınlık gecesi, sokak festivalleri , sessiz sakin huzurlu ruh hali ve 85 muhteşem müzesi ile  bu şehre aşık olup döneceksiniz. Stockholm, Kuzey Avrupa'da uzun süren yaz günlerinin tadını çıkarmak için en iyi seyahat rotalarından biri.
Bölüm 1.
Yaklaşık  1 yıl  önce gidip 2 hafta kaldığım Stockholm, Kuzey Avrupa’yı sevmeme etken şehirlerden oldu.
Ben genellikle seyahatlerimde uçağı ve THY tercih ediyorum. Bu seyahatimde de THY ile gayet rahat bir uçuşla vardım Stockholm’e . Stockholm havaalanı oldukça basit bir yapıda. (Arlanda airport -ARN)
Hızlı trenle  yaklaşık 35€ vererek (İsveç kronu kullanılıyor ve kr -sek koduyla belirtiliyor) 20 dk da şehir merkezine (T-Centralen) ulaşabilirsiniz. (Detaylı bilgi ve saatler için  www.arlandaexpress.com )
Ben haftalık Stockholm kartı alarak diğer Avrupa ülkelerinden çok daha pahalı olan şehri biraz ekonomik hale getirdim. Uzun süre kalacaklara öneririm. Bu Stockholm kartı 110€ . Sınırsız otobüs ve müze girişleri dahil.
85 müzeyi ancak ciddi bir plan yaparak gezebilirsiniz. Benim hepsini görme şansım olamadı ama yarısından fazlasını gördüm.
Benim gittiğim dönem; Temmuz sonu Ağustos ilk haftası en iyi dönemidir.  Soğuk olan  kuzey ülkeleri bu dönemde en sıcak anlarını yaşıyorlar. 20-22 derece bu bölge için en sıcak anlar denebilir. Şanslıysanız bazen 27 dereceyi de buluyor. Elbette zaman zaman kısa yağmur bırakan bulutlara da hazırlıklı olmalısınız. Bu nedenle bir şehre gitmeden hava durumuna dikkat etmeli ona göre yanınıza giyecek almalısınız. Ben genellikle serin havalara karsı bir yağmurluk - mont ve bir polar mont çantamda mutlaka bulundururum. Elbette duruma göre bulunduğum yerden de ayakkabı ve ya giysi aldığım oluyor.
Şehrin doğası, parkları çok güzel . Bisiklet kiralayarak ta şehri rahatlıkla gezebilirsiniz.  " Ulusal Kraliyet Şehir Parkı” tarihi manzarasıyla dinlenmek ve aktiviteler için ideal. 36 km uzun bisiklet yolu ile tüm bisiklet tutkunlarının buluştuğu adres. (www.nationalstadparken.se)  Ancak otobüsleri de çok rahat ve kalabalık olmayan bu şehirde size yeterli konforu fazlasıyla sağlayacaktır.  Ben şehrin çok güzel bir merkezinde yönetmen ve sanat galerisi sahibi bir ailenin evinde kaldığım için size detaylı otel bilgileri deneyimi aktaramayacağım.
Ancak;  5* Sheraton Stockholm h,  Grand hotel Stockholm,
4* Radisson Blu Waterfront hotel ve RB Royal Viking Hotel
3* Lilla Radmannen ve Best Western Kom Hotel en popüler olanları ( günlük min. 450 tl )
Her turistlik şehirde olan “hop on -hop off “otobüsle şehir turu burada da mevcut. 14 noktada duran ve 8 dil seçenekli bu çift katlı otobüs turu 220 sek , buna bot turunu da ekler ve o paketi seçerseniz. fiyatı 300 sek oluyor.
Elbette Stockholm denildiğinde benim aklıma ilk 85 şahane müzesi gelecek. Sizlere müze deneyimlerimi tek tek en ince detayı ile anlatmaya çalışacağım. Elbette üzerinden 1 yıl ve bir dolu seyahat geçtiği için ve ben  doğru bilgiler vermek istediğimden tüm seyahatlerimde yaptığım üzere elimdeki notlarımı derleyip  en kısa zamanda burada yayınlayacağım. Bu blog  günümüzden geçmiş seyahatlere doğru ters bir kronolojide yazıldığından( bu geç kalınmışlıktan dolayı) biraz fazla zaman alıyor. Ve sanırım bunu  en kısa zamanda hem güncel hem eskiye doğru seyahatlerimi yazarak  hızlandırmalıyım.
Bölüm 2
Benim için önemi büyük olan ve mutlaka görmenizi önerdiğim müzelere gelince, bir fotoğrafçı olarak elbette ilk  müze "Fotografiska" İsveç fotoğraf müzesi her gün saat 10- 21 arası açık bu Haziran -Ağustos  aylarında sabah 07.00 oluyor. Fotografiska fotoğrafçılar için bence bir cennet. Güncel sergiler, nefis manzarası, cafesi ve güzel kitaplarında bulunduğu müze shopuyla enfes bir yerdi benim için.Turizm ofislerinden (ki havaalanı ve metro istasyonlarında kitap gazete bayilerinde de bulabilirsiniz) ücretsiz haritalardan mutlaka edinin. Tüm müzeleri detaylı şekilde yollar ve otobüs -metro hatlarıyla bulabileceğiniz bu haritaları okumayı onlar üzerinde plan yapmayı alışkanlık haline getirin derim. Biz Türkler harita kullanmayı ne yazık ki bilmiyoruz. Her şeyi sokakta birine sormayı ve müze gezmeyi de bilmiyor,  sevmiyoruz. Ama umuyorum bir gün öğreneceğiz .:) Yapılan bir araştırmada Türklerin müzede geçirdiği ortalama süre sadece 7 dakikaymış. Bu benim için korkunç bir rakam.
Belki bu müze biraz daha uzun süre ziyaretçileri tutar.
Spritmuseum & Absolut Art Collection
İnanılmaz keyifli bir müze. İçkinin tarihinden yapımına içindeki malzemelere dek her şeyi deneyimliyor görüyor ve tadıyorsunuz. Sanat galerisinde absolut’un meşhur şişesinin ve etiketinin birçok örneğini görmek mümkün. Müze marketten de farklı hatıra objeleri almadan çıkmayın.
Ulusal müze de mutlak görülmeli. Bahçesi çok keyifli ama benim gibi Müze mânia iseniz bazen bahçe keyfine zaman kalmayabiliyor.
Tüm müzeler çocuklar içinde keyifli hale getirilmiş. Onlar için özel oyun odaları ve sanatsal aktivitelerle müze alışkanlığı kazandırmak için her şey düşünülmüş.  Birçok dilde broşür ve audioguide  kolaylık sağlıyor ve Müzeler  kafeteryaları ve shoplarıyla da ziyaretçilerini saatlerce bırakmıyor.
Kraliyet sarayı – (Kungliga Slottet)
(Hediyelik eşya almadan en azından görmeden çıkmayın, kafelerinde mutlaka bir keyif yapın, Riddarholmen kilisesi ve kraliyet şapelini görün, kısaca  tüm saray için  en az 1 , ortalama 3 saat ayırmalısınız.
Skansen ****minyatür İsveç
İçinde yok yok. İnanılmaz büyük ve gerçekten kendinizi alice harikalar diyarında gibi hissedeceğiniz bir müze park. 300bin metrekare alanda hayvanat bahçesi bile var. Burası adeta küçük İsveç. Ona dair tarihi binalar, giysileriyle dönem halkı, yiyecekleri, iş yerleri, ekmek fırınları, cam işleme atölyeleri her şey var
Aquaria da keyifli ve farklı anlar geçirmeniz için görülmeli listenizde olsun derim. Girişte sizi ilk yağmur ormanları karşılıyor. Stockholm müzelerinin dekorları gerçekten harika. Gördüğüm en keyifli müzeler bu şehirde toplanmış.
7 bölüme ayrılmış akvaryum, balıklı  merdiven ve baktık denizi manzarasıyla son buluyor.
Skansen içinde tütün ve kibrit müzesi de bulunuyor. İnanılmaz bir müze daha. Ahşap ve bahçe içindeki bu müze de tütün çeşitleri, üretimi, işleyişi ve bir sigara nasıl olur her şey görsel olarak anlatılmış. Kibritlerde çeşit çeşit ve anlatılıyor. Dönemler kronolojik olarak fotoğraflarla da desteklenmiş. Asıl sürpriz bahçede gerçek tütün bitkisini ve çeşitlerini görünce başlıyor. sigara içmeyen beni bile etkileyen bu müze tütün severlerin çok hoşuna gidecek.
Drottningholm Sarayı – (100 sek)
1662 yılından kalma bina muhteşem bahçe ve hemen önündeki kuğuların büyülü zarafetleriyle yüzdükleri gölüyle size masallardaymışsınız hissi verecek.
Çin köşkü  , bahçesi, hediye satış ofisi, ve Drottningholms Slottsteater 'ı görmeden sarayı terk etmeyin. En az yarım gününüzü ayırın ki tadı çıksın. Öğleden sonra gitmeniz akşam üstü tiyatrodaki etkinliğe katılmanızı sağlayacaktır.
 Sky View ise Stockholm’ü 130 mt yükseklikten cam bir küreden göreceğiniz harika bir deneyim olacak. 2 adet olan bu cam küreler, 20 dk boyunca ağır  ağır yükselip size tüm şehri farklı bir açıdan gösteriyor. Küre, (gondol) 16 kişilik. Öncesinde gruplara  bir odada kısa tanıtım filmi izletiliyor.Erikson Globe
Nordiska museet , nordiska müzesi
 1907 den kalma dört katlı bu büyük binada yer alan  müze, 100 yıl önceki Stockholm’de insanlar nasıl giyiniyor, evleri nasıl dekore ediliyordu sorularına yanıt bulacağınız bir müze olacak. İsveç’in en büyük tarihi oyuncak evlerden,16.yy dan kalma yemek masalarına, İsveç modasının  kronolojik değişiminden, ülkenin kuzeyinde yaşayan Samilerin yaşamlarındaki detaylara kadar her şey var bu muhteşem müzede.  Hatta bu giysilerin anlatıldığı kısımdaki video muhteşem bir detay olmuş. Kadınların giysileri öyle detaylı  ve üst üste giyimden oluşuyor ki videolarda bunların nasıl giyildiği anlatılmış. Ben çok keyif almıştım. Hemen sıkılıp  gitmez ve  yere oturup izlerseniz bence sizlerde keyif alabilirsiniz. (www.nordiskamuseet.se)
 Vasa Museet- Vasa müzesi
Şehrin en görülesi ve ünlü müzelerinden biri de elbette bu müze. 350 yıl bozulmadan su altında kaldıktan sonra yüzeye çıkarılmış bu  yelkenli savaş gemisi batığı Vasa devasa görüntüsü ile beni büyüledi. İçine girmeyi o karanlık ve hala kokusunu  ruhunu taşıyan  koridorlarında , güvertesinde dolaşmayı çok istedim ama  elbette bu mümkün değildi. Ama itiraf ediyorum ki katlardan birinde iyice yaklaşıp her türlü tepkiyi göze alarak o muhteşem  ahşap iskeletine dokundum. Çok katlı olan bu müze sizi 350 yıl öncesine götürecek. Batık gemiden çıkan iskeletler dönemin insan figürleri hakkında bilgi veriyor. O dönemin kostümleri ve ortamıyla sahnenlenmiş balmumu heykeller canlı görünüşleriyle tüylerinizi ürpertecek. Ve 5. Kattaki müze shoptan alışveriş yapmadan ayrılmayın derim. Evet bu ülke çok pahalı ama unutmayın ki sizde turistsiniz J
Stockholm Belediye Sarayı , (Stockholm Stad, Cityhall) 1911-23 yılları arasında mimar Ragbar Östberg in planlarına uygun şekilde İsveç ulusal romantik  stillin en önemli örneği olarak inşa edilmiş.
8 milyon tuğla kullanılarak inşa edilmiş cephenin arkasında ofisler, davet ve toplantı salonları  yer almakta. Rönesans saraylarından esinlenen mimar, sarayını, Borgargarden ve Blue Hall (mavi salon) adlı 2 meydan çevresine inşa etmiş.
Mavi salonun ilginç bir hikayesi var. Gittiğinizde mavi renkte bir salon beklemeyin. Çünkü mimar kırmızı tuğlaların rengine hayran kalıp tuğlaları kapatmamış orijinal halini kullanmış. Ancak salonun adını da planladığı şekilde değiştirmemiş.  En büyük salon olan Mavi Salon'da her yıl 10 aralık tarihinde Nobel Ödülü töreni düzenlenmekte. Dünyanın 10 bin borulu ve 135 telli en büyük orgu da bu salonda yer almaktadır.
Belediye meclisi Konsey Odasında toplanır. Halka açık olan bu galeride 200 kişilik oturma yeri bulunmaktadır. Tavan üstü açık hissi verir ve Vikinglerin grup halinde yaşadığı "long -house" olarak adlandırılan uzun evleri anımsatmaktadır.
Belediye sarayının şeref girişi olan "Vault of the Hundred (100 tonozlu antre)"  resepsiyon salonlarına açılıyor. Bu tavan 100 parçadan oluşmakta.  Yaz aylarında Balkonun duvarında Aziz George saat kulesinin kuklalarını görebilirsiniz. Kulenin çanları da 15. Yy dan kalma aziz George melodisi çalar.
Resepsiyon salonlarının girişindeki oval salon her cumartesi 14-18 saatleri arasında nikah salonu olarak kullanılmaktadır.
Prince 's Gallery (prensin galerisi) belediyenin özel davetleri için kullanılır. Bu salondan muhteşem Riddarfjarden (adacıklardan biri) manzarasını görebilirsiniz.
Three Crowns Chamber ( üç taçlı daire) salon adını kirişli tavanda asılı duran üç avizeden almış. Odanın duvarları Çin de dokunmuş ipek brokarlarla kaplı.
*Sonra sizi her biri 1 ton ağırlığında bakır kapılarıyla Goldan Hall (altın salon) karşılıyor. Bu salondaki  18 milyon cam ve altın parçalardan oluşan mozaikler akıllara zarar güzellikte. 700 kişi oturma  kapasitesine sahip salon oldukça büyük ve gösterişli.  Mozaikleri uzun uzun inceleyin altın parçalar göz kamaştırıcı.
 Nobel müzesi : İsveç’e gelip Stockholm’e geçip Nobel müzesini görmemek olamazdı.. Elbette seyahat öncesi görülecekler listemde bu müzede yer almıştı. Sizlerde önceden bu 85 müzeyi öncelik sırasına göre not almalı ve ona göre zaman ayırmalısınız. Ben 15 günde tüm hıza rağmen hepsine yetişemedim. (sadece 45 müze görebildim) Bu gerçekten benim için zordu. Çünkü Türk ziyaretçi ortalaması 7.dk, ben ise tüm günü bir müzeye ayıran çılgın Türk sınıfındayım sanırım.
Nobel müzesi 18.yy dan kalma şehrin en güzel binalarından birinde bulunuyor. Şehrin en prestijli müzesi olmasına rağmen küçük kare bir meydan içinde  gösterişsiz oldukça mütevazi girişi ile beni şaşırttı. Ama içine girdiğimde yine İsveçlilerin harika müze anlayışını takdir etmeden yapamadım.
Her şey düşünülmüş. Birçok dilde broşür ve yazı detay ile hiç zorlanmadan dolaşmanız anlamanız mümkün. Günümüze dek Nobel ödülü alan 750 yi aşkın kişi ve onların yaratıcı çalışmaları inanılmaz güzel bir şekilde görsel ve işitsel olarak anlatılmış.
Bazı müzelerde Türkçe yazılar bile vardı. (Cityhall gibi)
Nobel ödülleri kronolojik olarak ve tüm detaylarıyla büyük panolarla sergilenmiş.  Her şey çok güzel anlatılmış. Ödül alanların sebepleriyle fotoğrafları benim en sevdiğim sergiler kısmıydı.

Sokaklarda böyle şirin hediyelik objelere bayılıp bol bol alışveriş edeceksiniz, fiyatlar diğer Avrupa ülkelerine göre oldukça yüksek olsa bile. 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

tüm soru ve yorumlarınız için lütfen yazın .