photo by MM "yiterken çocukluk düşlerime saklandım"
"Yiterken Çocukluk Düşlerime Saklandım" adlı bir fotoğrafım
vardı, 2009'da Paris'te çekmiştim. graffiti
olan bu çalışmaya bu ismi vermemin
elbette nedeni çok fazla. Ama hepimiz çocuk olduk ve o inanılmaz geniş hayal
dünyamızda belki de en mutlu zamanlarımızı yaşıyorduk.
şimdi
ne zaman yaşamın karmaşasında yorulup boğulacak gibi hissetsem yine o
günlerdeki anılarıma sığınıyorum. Bu bana iyi geliyor. çocuklarla vakit geçirip
onlar için iyi birşeyler yapabilmekte ruhuma şifalardan. Her birirnize yitip
gittiğinizi hissettiğinizde çocukluk düşlerinize sığınmanızı öneririm.
Bugün uzun zaman fırsat bulamadığım bloğumu
yazmaya karar verdiğimde ilk bu konuya değinmek istedim.
Her
gün hepimizin gördüğü çocuk işçiler... Sokaklarda soğukta, karanlıkta,
ellerinde selpak satarlar çoğunlukla ve ya araba camlarını silerler. Çöpleri
karıştırıp geri dönüşüme yardım eder karşılığında küçücük elleriyle paralar
kazanırlar. Bazıları her bir iş yerinde getir götür işlerinde ayakçılık
yaparlar. İstanbul'da her adım başı rastlarız. Çeteler tarafından yönetilir,
kullanılır ve hiçkimse birşey yapmaz. Sadece seyreder, tiksiniriz, bazen
korkarız yarattığı tehlikelerden. gözlerine bakamayız... Hiç öyle bir çocukla göz göze geldiniz
mi? İnanılmaz derin gözleri vardır. Dipsiz
kuyular gibi derin ve karanlık. Yaşlarının
on katı gibi dururlar. Öyle çoktur ki yaşadıkları, omuzları öne
çöküktür; yükleri hep ağırdır hayatlarında ve elleri hiç çocuk eli gibi
değildir.
Bu
yazıyı okuduktan sonra yine rastlayacaksınız onlara ve sizden ricam bu kez gözlerine
bakın... Ve ellerine.. Bir kaç saniye de olsa ruhlarındaki sesi duymaya çalışın
çocuk görünümündeki bu yaşlı küçük insanların.
2010
yılında "Baba Beni Okula Gönder"
kampanyası için bir müzayede yapıldı ve gecenin en etkili eseri olacağını
bilemezdim o sabah o kareyi çekerken.
Gaziantep'te
bakırcılar çarşısında bir kız çocuğu, elinde süpürge çalışıyor. Oysa okulda
olmalı. Elinde süpürge değil, defteri kalemi, oyuncağı belki...
Benden
habersiz dakikalarca çalıştı boyundan büyük süpürgesiyle. Bende sabırla
bekledim o anı. Ve sonunda beni gördü. Gözgöze geldik. Ben deklanşörün
arkasından bakıyordum ona. İşte o ilk
kare gecenin rekor kıran eseri oldu ve yine kendi gibi kız çocukları için okul
yapımında bir taş oluverdi. Şimdi Konya
Ereğli de bu güzel yurt çalışan bir çocuk işçinin eseri benim değil.
Bir kaç ay önce çok sık kullanıp günlük gibi
fotoğraflarımı paylaştığım (iphone um ile çektiğim) instagramda bir foto
yarışma olmuş bende bu an'ı yakaladığım foto ile 1. olmuşum.
Güzel
olan yine işe yaramış olması fotoğrafımın. Bir sosyal yardım projesine destek
verebilmek, bir mesajla ulaşabilmek .
Çocuk
işçilere yönelik çocuk hakları gününde bir etkinlikti bu ancak bu bir güne
sığmamalı. birşeyler yapmalı, unutmamalı.
Hayata
destek derneği bu anlamda çok güzel bir dosya hazırlamış. Plaket ile
göndermişler, her birini dikkatle okuyup inceledim.
Her
yıl yaklaşık 300 bin mevsimlik tarım işçisi yaşadıkları yerlerinden göç ediyor
çalışmak için. Özellikle Güneydoğu'da pamuk tarlalarında.
Bu
çocuklar yılın yarısını çalışarak geçirip
eğitimlerini yapamıyorlar. Sağlıksız ortamlarda kötü şartlarda yaşıyorlar. İş
dışındaki zamanda ise birer küçük anne
baba gibi kardeşlerine bakıyorlar.
Peki ama nerde çocuklukları? Çocukluk düşleri, masalları, oyunları,
yaramazlıkları.?
Bu
iş çocuk oyunu değil'in güzel
broşürlerini aynen paylaşmak istiyorum.
ELİM SENDE
çocuk
işçiliği konusunda üreticiler aracılara,
aracılar ailelere, aileler devlete, devlet yurtdışındaki alıcılaa suç atıyor.
suçu kimse üstlenmiyor.
bu
iş çocuk oyuncağı değil!
UZUN EŞEK
2015
yılında çocuk işçiliğini bitirmek için verilen söz sessizce 2016'ya uzatıldı.
SAKLAMBAÇ
Kanunen
suç olan 5-10 değil, tam 1 milyon çocuk işçi Türkiye'den nasıl saklanıyor?
Sizlerde
bağış yapabilir , kullanmadığınız giysi eşya ve oyuncaklarınızı bu çocuklara
gönderebilirsiniz. detaylı bilgi için hayatadestek.org 'u inceleyin .
Hepimiz
çocuk olduk değil mi? Küçük Prens
"İçinizi çocuk tutun ve onu yitirmeyin" diyor.
aslında hiç çocuk olmamışız...yokluğu bu kadar acıyla yaşayanlara çocuk mu demek lazım bilemiyorum...yazılsa destanlar yazılır.aylık 3 kuruşa yok olan dünyalar...ne desen boş,ne anlatsan yanlış...dünya doğrularının yanlışlığı...
YanıtlaSilÇocuk olmak küçük bir bedene sahip olmak mıdır ? Anne ve baba geleceğin temelini hazırlar erişkin olana kadar zararlı veya zararsız bir insan olmanın ön hazırlığıdır çocuk olmak... Çocuk olmak zor iştir aslında, yaşamın kısıtlı, herşeyin azına, her istediğini haketmediğine, herkesin sahip olduğu herşeye sahip olamamaktır. Çocuk herşeyden yoksundur büyüyene kadar... Ne kadar zenginlik içinde olursa olsun yedikleri çikolataların sayısı bellidir... Çocuk olmak bu dünyanın bir örnek yaşamıdır. Güzel bir yazı ve çok doğru "Bu İş Çocuk Oyunu Değil"
Sil